18 Nisan 2018 Çarşamba

DUBAİ


DUBAİ:
2018 için gezi planım 2017 senesinde hiç aklımızda yokken cep telefonuma düşen uçak bileti promosyon kampanyasıyla başlamıştı.  Bu sefer rotamızı Avrupa dışına çevirelim dedik. Uçak biletini almak için sadece 1 günüm vardı. Bizde promosyonun kapsadığı dönemleri inceledik ve Martın ilk haftasının Dubai için uygun olduğunu düşündük.

Ve böylece Dubai serüvenimiz başladı…

Öncelikle uçak maceramdan başlayayım. Siz siz olun İstanbul aktarmalı uçuşlarda gerekirse 3-4 saat İstanbul Havalimanında bekleyecek şekilde uçak biletlerinizi alın.

2 çocuk, puset, çocukların eşyalarını taşıdığınız sırt çantaları olunca ister istemez  zaten  handikapla yolculuğa başlıyorsunuz.

Bizim uçağımız akşam 19.00’da Esenboğa  Havalimanından, 21.40’da da İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından kalkıyordu.  Normal şartlar altında hiçbir sıkıntı olmadan haydi haydi yetişilecek bir süre zarydı

Çocuklar, çantalar, puset, valiz olunca havalimanına konforlu ulaşım biraz şart oluyor. Bende senelerdir Ankara’dan havalimanı gidiş ve dönüşlerde yararlandığım   ulaşım servisinden rezervasyon yaptırdım. Gelen araca çocuklar çok sevindi. Gelen araç Viano’ydı ve çocuklar ilk kez öyle büyük bir arabaya bindiği için güle oynaya havalimanına gittiler. 


Neyse valizleri teslim ettikten sonra bir baktık bizim uçak rötar yapmış, 19.30’da kalkacak gözüküyor. İster istemez biraz stres oldum ama zamanında kalksa uçak 20.30’da İstanbul’da olurdu ve diğer uçağa yetişirdik. Saat 19:30 oldu ama bizi İstanbul’a götürecek uçak henüz havalimanına inmemişti bile ve böylece stres olmaya başladım. Uçak için kalkış saati 20.00 olarak değişti. Artık ben ve İstanbul’dan başka ülkelere aktarma yapacak kişiler iyice gerilmiştik ve tartışmalar başladı. Artık kafamdan kurguluyordum uçak 21.00’de İstanbul’a inse, çocuk ve pusetlerle koşa koşa dış hatlar kısmına geçsem,  güvenlikten ve pasaport kontrolünden geçsem anca kıl payı Dubai uçağına yetişebilirdik.

 

Uçak 20.00’de de kalkmadı artık iyice herkesin siniri gerilmiştir. Uçağın kapıları 20.15’te açıldı ve içeri yolcuları almaya başladılar. Artık 21.40’da İstanbul dan kalkacak uçağa yetişmek imkansızdı  ve moralim cidden bozulmuştu.  Kendi kendime kızıyordum bundan sonra gerekirse 3-4 saat İstanbul’da aktarma için bekle ama bu stresi yaşama diye. Uçak 20.45’ta kalktı ve tabii ki Dubai uçağına yetişmek hayal oldu. İstanbul ‘a doğru uçarken bir şey olsa da uçak keşke bizi beklese diye düşünüyordum. Pegasus’un Dubai uçağı da günde bir sefer olduğu için artık inince bizi Airport otele götüreceklerini ve çocuklarla rezil olacağımızı düşünüyordum. 

Uçak  İstanbul’a indiğinde saat 21.40’tı yani Dubai uçağının kalkış saati. Uçağa binmeden önce babama Dubai uçağına yetişimeyeceğimizi aktarmıştım. Uçak İstanbul’a iner inmez cep telefonumu açtım ve babamdan gelen mesajla adeta yüreğime su serpildi. Dubai uçağının bir saat ertelendiğini ve uçağın 22.40’ta kalkacağını belirtir mesaj. O  an benden mutlusu yoktu. Artık gönül rahatlığıyla koşturmadan Dubai uçağına doğru yol aldık. Hatta uçak tekrar rötar yaptı ve gece 00:00’a doğru kalktı ama bu husus artık hiç önemli değildi. 

 Dubai uçağımız tam bizim çocuklara göreydi :)
 
 

Uçağa biner binmez zaten çocuklar sızdı ve sabah  5 civarı Dubai’ye vardık. Aynı anda başka uçaklar da indiği için pasaport sırası oldukça kalabalıktı. Bizi çocuklarla gören bir görevli hemen bizi sıranın ilk başına aldı. Çoğu ülkede görmediğim bu tutum  açıkçası beni memnun etti. 


Dubai Vizesi Nasıl Alınır?

Dubai Türk vatandaşlarına vize uyguluyor. Sizde bizim gibi kısa süreli gidecekseniz 1 aylık turistik vizeyi tavsiye ederim. Pegasus’la uçanlar için vize alma prosedürü şu şekilde ilerliyor. Hayatımda aldığım en rahat vizelerden birisi. Görüşme yok, mülakat yok ve evraklar komplike değil.  wwspegasus@wwsvisas.com a gidiş tarihlerinizi ve kişilerin isimlerini belirtir mail atıyorsunuz. Onlar da size gerekli evrakları mail olarak atıyorlar. Biyometrik fotoğrada da gerek yok. Evde hazır olan bir vesikalığı verebilirsiniz. Burada tek önemli husus pasaportunuzda fotoğraflı kısmı renkli olarak kendilerine tarayıp mail atmanız. Vizedeki fotoğrafta zaten pasaporttakiyle aynı oluyor. Evrakları mail attıktan ve onay maili geldikten sonra belirttikleri banka hesap numarasına vize ücretini ödüyorsunuz.  1 aylık vize Şubat 2018 itibariyle kişi başı yaklaşık 400 TL civarında bir ücrete tekabül ediyor. Ben Cuma günü mailleşerek vizeye başvurdum ve Pazartesi öğlene doğru hepimizin vizeleri mail atılmıştı. Dubai vizesinde pasaporta vize basılmıyor. Mail çıktısıyla gidiyorsunuz. 

 Ben vizelerimizin çıktısını pasaport görevlisine gösterdiğimde hiç bakmadı geri çevirdi. Pasaportumu okuttu ve direk sen avukatsın demek dedi. Sonra göz retinasını okutup bizi ülkeye aldı. Valizleri de aldıktan sonra puseti almak için başka bir sıraya girdik. Puset gelmişti ama sağ ve sol tekerleri yoktu :D  Saat sabah 6’ya doğru geliyordu. Pusetin tekerlerinin olmaması bile keyfimizi bozamazdı sağsalim uçağı kaçırmadan Dubai’ye gelmiştik. Neyseki bir bakıma şanslıydık. Orta teker yerinde durmasaydı puset o an orada çöp olurdu orta tekerin yerinde olması hayatımızı kurtardı denebilir. Artık yavaştan gün ağarmaya başlıyordu. Valizi aldıktan sonra cep telefonuma Türkiye’den indirdiğim Uber uygulamasını açtım . Paris’teyken de uberi hep kullanıyordum ama sağolsun arkadaşım benim yerime çağırıyordu. Dubai uçağına  binmeden önce Turkcell’i arayıp BAE Yurtdışı Aylık İnternet paketi aldım 8 GB 150 TL’ydi. Tamam ucuz olduğu söylenemez ama benim gibi interneti seven ve uber kullanacak birisi için de bir bakıma mecburiydi. Havalimanından tam çıkarkan uberden araç çağırdım ve acaba Uber aracı nerededir diye bakınırken Uber oklarını gördüm.  Dubai’de her yere giderken Uber kullandık. Bindiğimiz tüm araçlar  Lexus ES 350 modeldi. Her şoför oldukça kibardı ve hepsiyle sohbet ettim.  Aralarında Pakistanlı, Hindistanlı , Afganistan’lı olanlar vardı. 


Holiday Inn Express-Jumeirah Hotel:

Otelimiz Al Mina bölgesinde – Jumeirah yolunda bulunan Holiday Inn Express Jumeirah oteldi. Gitmeden aylar öncesinden www.booking.com dan otel araştırmasına başlamıştım. Bu oteli seçmemdeki etken taksiyle en uzak yere 15 dakika mesafede olması, çocuklardan ekstra ücret almaması ( 2 çocuktan ücret alınması çünkü gerçekten ciddi mali külfet getiriyor) ve açık büfe kahvaltısının olmasıydı. Yurtdışı otel tercihimde genelde son güne kadar ücretsiz iptal opsiyonu olan otellere öncelik veriyorum. Ne olur ne olmaz gidemezsem bir de boşuna otel parası ödemeyeyim diye. Sabah saat 6.30 gibi otele geldik ve rezervasyon kağıdını resepsiyondaki adama uzattım. Adam kağıda baktı baktı baktı veee rezervasyonumun iptal edildiğini söyledi. Bende nasıl yani dedim. Meğersem kredi kartımda son gün bir sorun olmuş ve çekim yapamamışlar onlarda gelmeyeceğimizi düşündüklerinden  standart odamızı iptal etmişler. Otelin de dolu olduğunu sadece bir odanın boş olduğunu söylediler. Sabah 6.45 gibi artık başka otel arayamayacağımdan  tamam dedim ve odaya gidince ne kadar şanslı olduğumu hissettim çünkü bu oda standart odalardan daha büyük , ferah bir odaydı . Odaya vardığımızda artık sabah olmuştu ve çocuklar neyseki sızdı.

Otelde açık büfe  kahvaltı saat 10.30’a kadar sürüyordu. Bende 10.30’a doğru uyandım ve kahvaltı salonuna gittim. Açık büfeyi görünce şaşırdım çünkü alışmışız yurtdışında az kahvaltıya. Bu otelin kahvaltısı oldukça zengindi ve her gün yenilenen büfesi mevcuttu. Sabah saat 7 civarı check in yaptığımı bilen görevliler bana tepsi hazırlamama yardımcı oldular ve kahvaltı salonunu toplamalarına rağmen ( normalde odalara tepsi çıkartılmamasına rağmen ) her türlü yiyecek ve içecekten koydular. Böylece ilk gün odada kahvaltı yaptık.



1.GÜN:



Jumeirah Beach:

Ankara’da hava soğukken bir anda yaza gelmiştik. Artık iyice dinlendikten sonra ilk destinasyonumuz Burj El Arab’ın yanında yer alan Jumeirah Public Beach’ti. 




 Bugünü deniz için ayırmamıştım maksat Dubai denilince akla gelen plajı görüp arkada Burj El Arab manzarası foto çekmekti. Biz gittiğimizde sörf yapanlar çoğunluktaydı hatta o gün deniz dalgalı olduğu için plajda kırmızı bayraklar vardı.  Bu da denizde yüzülemeyeceği anlamına geliyordu :)  Ama tabi Kaan ve Arhan durur mu, sürekli deniz kenarında oynamalar, kumsalda koşmalar , kumla oynamalar, cankurtaran artık onlara düdük çalıyordu..Bu kadar oynamanın sonunda ne olur , tabiî ki sırılsıklam olmuşlardı yanımızdaki yedek kıyafetleri giydirdik.  Ama oynamaya devam ettiler ve yedek kıyafetler de sırılsıklam oldu. Plajda 2-3 saat vakit geçirdik. Otele geri dönsek Jumeirah Public Beach’ten sonra yola devam etmek istediğim Dubai Marina ve JBR ‘ye yolumuz ters düşecekti. Aklıma bir fikir geldi. Bir cafeye girip tuvaletteki el kurutma makinesiyle çocuğun kıyafetini kurutmak. Eşim çocuklarla birlikte plajda takılıyorlardı. Public Beach tarafında yer alan 3-4 farklı yere girdim ama şansıma hiç birisinde el kurutma makinesi yoktu, hepsinde havlu kağıt vardı. Bende bunun üzerine plajdan uzaklaşıp ana caddeye yürümeye karar verdim şansıma etrafta hiç cafe falan yoktu. Ana caddeye gelince (Jumeirah Beach Road-Umm Suqeim 2’de yer alan) “The Surf Cafe” ye denk geldim. (http://www.thesurfcafedubai.com/ )

Burası  çok sempatik bir cafeydi. Cafeye girer girmez derdimi anlattım ve el kurutma makinasında çocuğun kıyafetlerini kuruttum J Kuruttuktan sonra çalışanlarla sohbet ettim, hepsi çok yardımsever ve  sempatiklerdi. Duvarlarda da hep sörf tahtaları vardı. Onlarla başka zaman yine görüşmek üzere vedalaştım. Sonra plaja döndüm ve dönerken hemen Jumeirah Beach’in arka tarafında yer alan Umm Suqeim Park dikkatimi çekti.

Umm Suqeim Park:

 Çocukları plajdan toparladıktan sonra bu parka gittik. Park oldukça büyük, ferah ve güzel oyun aletlerinin olduğu bir park. Jumeirah Beach’e giden çocuklu ailelere bu parkı tavsiye ederim. Bizimkiler bu parkta da yaklaşık 1 saat oynadılar ve daha sonra tekrar Uber çağırdık bu sefer istikamet Dubai Marina ve JBR idi.






Dubai Marina:

Dubai Marina ve JBR yürüme mesafesinde. Öncelikle Dubai Marina tarafında gezdik. Burası gökdelenlerin yer aldığı bölge en dikkat çeken gökdelenler … Etrafta bir sürü güzel mekan olduğunu da belirteyim. 


Gezmekten yorulan minikler :)

 



 Burada da  Arhan bir köprünün altında bir park keşfetti ve oynamaya başladı.




Marina kenarında yer alan bir restaurantta oturup, lüks teknelere bakıp vakit geçirebilirsiniz.

 

JBR Walk:

Dubai Marina’dan yaklaşık 10 dakika yürüyerek JBR Walk’a gelebilirsiniz. Buraya Dubai’nin  en lüks kısımlarından birisi diyebiliriz. Deniz kenarında şezlong kiralayıp denize girebilrsiniz. Dubai manzarası olarak genelde burayı görüyorsunuz. Karşısında da Palmiye Adası bulunuyor.

Lüks otellerde burada yer alıyor. Lüks olmasına rağmen fiyatlarının Antalya otellerinden daha uygun fiyatlı olduğunu söyleyebilirim (kendim çok otel araştırdığım için biliyorum :D )

Sahil kenarında pek çok ünlü restaurant-cafe zincirini de burada bulabilirsiniz. Uzun zamandır resmen aşerdiğim Cheesecake Factory’e gitmeyi uzun zamandır kafaya koymuştum ve rotayı direkt Cheesecake Factory’e çevirdim. Amerika’dan sonra Dubai’de sevdiğim lezzetleri denediğim için adeta mutlu oldum. Sevdiğim hamburgerler ve cheesecakelere kavuştuğum için sevindim. 



 

Damak tadınıza uygun restaurantlara oturup burada keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Yemekten sonra sahil kenarında yürüyüş yaptık, burada Maraş dondurmacısı da var. Hatta dondurmacı Hatay’lıydı . Arhanda bu vesileyle uzun zamandır hayalini kurduğu dondurmaya kavuşmuş oldu. Ona hep Dubai’de hava sıcak orada dondurma yiyebilirsin demiştik. Restaurantların arkasında da dünyaca ünlü markaları bulacağınız markalar var. Alışveriş yapmak isteyenler için güzel bir lokasyon.. Dubai'deki ilk günümüzü böyle bitirmiş olduk.







2.GÜN:

Bugün çölde safari günü olduğu için heyecanlı, bir taraftan da çocuklar safariyi sevecek mi, yoksa herkesin anlattığı gibi safari sırasında çocukların midesi bulanıp rahatsız olacaklar mı diye endişeliydim.



Bur Dubai –Deira: Çöl gezisi rehberi bizi otelden 15 civarında alacağını belirttiğinde bizde o saate kadar ne yapsak diye düşünürken Eski Dubai ve Deira tarafına gitmeye karar verdik.






Dubai Müzesi-Dubai Museum:

Uber’den bu sefer destinasyon olarak Dubai Müzesini seçtim. Aslında amacım Dubai’nin pek turistik olmayan taraflarını safari saatine kadar keşfetmekti. Uberden iner inmez Arhan’la Kaan müzenin bahçesinde yer alan gemiyi gördüler ve hemen müzenin kapısına koştular. Müzeye girmek gibi bir niyetim olmamasına rağmen çocuklar müzenin bahçesine girince bende bilet almak durumunda kaldım. Müzenin fiyatı oldukça uygundu .Yetişkinler 3 dirhem, çocuklar ise 1 dirhem. Böylece 8 dirheme (galiba hayatımda gezdiğim en ucuz müze ünvanını alabilir.) müzeyi gezmiş olduk. Ben önce müze sadece giriş kısmından –yani sadece bahçeden ibaret-  sandım. Orada Dubai’nin köy hayatı anlatılıyordu. Klasik bizim Türk köylerine benziyor. Arhan bir yere koşunca onu takip ettim ve müzenin alt kısmına doğru inmeye başladık. 

Müzenin alt kısmı gerçekten de çok güzeli ben beğendim. Burada eski Dubai interaktif bir şekilde anlatılmaya devam ediyordu. Fırsatı olanlara bu müzeyi de gezmelerini tavsiye ederim. 






Grand Mosque Dubai:

Dubai Müzesinin tam karşısında Dubai’nin meşhur camisi Grand Mosque yer alıyor.







Souk:

Dubai Camisi’nden aşağıya doğru yürüyünce burada Dubai’nin çarşılarına denk geleceksiniz.Textile Souk vb.. Bunları bizim Kapalı Çarşı’ya benzetmek mümkün. Hediyelik eşya alışverişlerinizi buradan yapabilirsiniz.





Dubai Creek-Deira:

Souklardan çıkınca Dubai Creek’i sorun ve oraya gittiğinizde tekneleri görün. Aslında bu hiç turistik bir aktivite değil ama bizim çocuklar çok eğlendi ve fiyatı da gerçekten çok ucuz. Kişi başı 1 Dirhem’e teknelerle Dubai Körfezi’nin karşı kıyısından diğer yakasına geçebiliyorsunuz. Karşısı Deira bölgesi oluyor. İşte burasının lüks Dubai’yle yakından uzaktan alakası yok. Tekneden iner inmez Hindistan cevizi suyu satan bir büfe var. Bizde tanesi 15 Dirhem’e Hindistan cevizi aldık. Galiba hayatımda ilk kez Hindistan cevizi suyu içtim. Ben daha tatlı bir içecek diye düşünmüştüm. Deira kısmında da biraz dolandıktan sonra tekrar tekneyle geldiğimiz yere döndük. Hatta buradaki tekne çocuklardan ücret almadı. Karşı kıyıya geçtikten sonra uberle otele geri dönüp, safari için bizi götürecek şöförün bizi almasını bekledik.






Aoorah Tours- Çöl Safarisi:

Dubai’ye gitmeden birkaç gün önce yaptığım araştırma sonucunda çöle Arooha Tours ile gitmeye karar verdim. Aşağıda safari ayrıntısını bulabilirsiniz.

Web sayfasından sizde Dubai için turlara bakabilirsiniz. Gitmeden önce https://www.aroohatours.com/tours/evening-desert-safari-dubai/ yi seçtim ve gün ve otel bilgilerini girdim , teyit amaçlı olarak web sitesinde yer alan whatsapp numarası ile mesajlaştım. Webten Rezervasyon yaparken kredi kartı bilgilerinizi de teyit amaçlı olarak veriyorsunuz. Biz bu tura yetişkinler için 150 Dirhem, çocuklar için kişibaşı 130 Dirhem verdik.

Whatsaspptan turdan yetkili kişiyle sabah mesajlaştık ve  rehberimizin Ganesh olduğunu ve otelden bizi 15.00-15.15 civarında alacaklarını belirtti. Rehber gelince resepsiyondan bizi aradı ve aşağıda Toyota Land Cruiser bizi bekliyordu. Araca şoför dışında 7 kişi binebiliyor. Ganesh bizi almadan önce  çocuklu bir aileyi daha almış ve onları orta koltuğa oturtmuştu.  Bu durumda arka sırada 3 kişilik yer ve en önde şoför yanı tek kişilik yer boş kalmıştı. Ben çocuklarla en arkaya geçtim, Hakan’da Ganesh’in yanına. Çocukların ortasına oturdum ve çöle doğru yol almaya başladık. Yaklaşık 1 saatlik  yolculuktan sonra yarım saat bir tesiste mola verdik. O tesisten sonra çöle giriş başlıyordu. Çocuklar için yanıma poşet koydum ne olur ne olmaz diye ve 2 saat kala yemek yedirmedim o kadar uyarıdan sonra. Çöle giriş yaptıktan sonra bir sağa bir sola savrulmaya başladık. Ben çocuklar kötü olucak mı diye bakarken, çocuklar bir eğlenmeye başladı ben bile şaşırdım. Safari yaptığımız yaklaşık 45 dakika boyunca sürekli eğlendiler. Şansımıza korkulan olmadı. Tepelerden zıpladıkça ve yanlara doğru savruldukça bizimkiler kahkaha krizine girdiler. Çölde mola verince de bizimkileri tutamadık.  Araç tekrar hareket edene kadar  kumlarda koştular, tırmandılar ve kaydılar. Benden daha çok keyif aldıkları belliydi.  Arhan’la Kaan’a Dubai’ye gitmeden önce çölde kamp yapacağımızı söylemiştim. Onlar da gerçek  kamp  gibi hayal ettiler ve kampta marshmellow da yakarmıyız dediler bizde yakarsınız demiştik. O yüzden safariye giderken çantaya bir poşet marshmellowda atmıştım. Akşamı geçireceğimiz çöl kampına geldiğimizde artık hava kararmaya başlamıştı. Çölde geceleri çok soğuk olduğundan bahisle herkes gece için kalın kıyafetler götürmemizi tavsiye etmişti.  Şansımıza hava öyle soğuk değildi ince bir üst giydik. Kampın girişinde dışarıda deve gezisi için sıra olmuştu. Kaan deveye binmek istemediği için Arhan’la ikisini oturtup fotoğraf çektik, daha sonra Arhan’la ben deveye binip ufak bir tur attık. Devenin kalkışı ve inişi sarsıcı olduğu için çocuğu sıkıca tutmanızda fayda var. Çöl kampının ortasında bir sahne ve etrafında masalar var. Ayrıca kenarda ufak odacıklar var. Bir tarafta sınırsız çay ve kahve ikram ediyorlar, diğer tarafta içecekler var, yerel kıyafetlerde fotoğraf çekilebileceğiniz bir alan, ayrıca kına yaptırabileceğiniz bir alan var. Yemek ise açık büfe şeklinde . Ben yemekler ağır olur yiyemem sanıyordum ama hepsi de oldukça lezizdi. Sırayla aperatif, et, açık büfe ana yemek ve tatlı ikram edildi. Ortada ise ışıklı kıyafetle dans eden adam, daha sonra ateşle dans eden adam ve en son da dansöz sahne aldı. Kaan’la Arhan’ın marshmellowunu da orada bulduğum çöp şişlere taktım ve mangalda mısır yapan adama uzattım. Kaan’la Arhan için onları ateşte çevirdi ve gerçekten hayallerine ulaştıkları için çok mutlulardı. Şoför bizi gece 22.30 civarında otele bıraktı. Yaklaşık 6-7 saatlik çöl safarisi turunun sonuna geldik. Bence çöl safarisi gerçekten de eşsiz bir deneyimdi. Daha önce çöl safarisi yapmayan herkese kesinlikle tavsiye ederim. Ayrıca biz turdan  çok memnun kaldık. Bu tur diğer turlara nazaran bana daha profesyonel geldi. Bu turu da gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim. 


Çöle gelmeden uyuyan minikler :)
 






 

3.GÜN:

La Mer Beach:

Bugünümüzü denize ayırdık. Otelimize taksiyle sadece 5 dakika uzaklıktaki La Mer Beach bu sene açılmış. Plajı gerçekten de mükemmeldi, kendinizi Batı Yakaları sahillerinde hissediyorsunuz. Sörf tahtaları, renkli soyunma kabinleri ile Venice Beach imajı yaratılmış. Bizim orada bulunduğumuz dönem de aynı zamanda açık hava sergisi vardı. Duvarlar ve yerler 3 boyutlu eserlerle doluydu. Ayrıca çok sayıda grafitiyle dolu duvarlar var. Bu plajda da şezlong kiralayabileceğiniz gibi şezlong kiralamadan havlunuzu yere atabilirsiniz. Halk plajı olmasına rağmen yeni açıldığı için henüz çok kimse tarafından bilinmiyor ve gelen insanlar da oldukça nezihti. Martın ilk haftasında denizde yüzmek apayrı bir deneyim oldu. Burada da ufak ufak pek çok dükkan ve cafe var. Çocuklarla denizde yüzüp, kumda oynadıktan sonra oradaki Starbucks’a gittik. Herhalde gittiğim en güzel Starbuckslardan birisiydi. Starbucks’ın önü direkt sahil böylece çocuklarla uzunca bir süre vakit geçirebildik.

Şimdi sizi La Mer Beach’le baş başa bırakıyorum:










 



Dhow and Anchor:

Bu akşam Hakan’ın Dubai’de yaşayan ve senelerdir görüşmediği arkadaşı Fuat ve eşi İdil’le buluştuk. Fuat Hakan’a Dhow and Anchor’da buluşalım demiş ve ubere Dhow and Anchor diye yazdım. Dhow and Anchor Jumeirah Beach Hotel’de yer alan bir restaurant. Hava güzel olduğu için biz de açık havada oturduk. Burada otururken resmen  bir hayalime kavuştuğumu  hissettim. Seneler önce Burj El Arab oteli yapılırken TV’de Burj El Arab’ı görmüştüm ve o zaman Dubai’yi görmeliyim diye düşünmüştüm. Kısmet bugüneymiş. Bu mekan direkt Burj El Arab’ın aşağı tarafında yer alıyor ve Burj El Arab manzarasına karşı yemeğinizi yiyebilirsiniz. Ben fish and chips yedim, Hakan ise etli pie tarzında bir yemek yedi. İkisi de gerçekten çok lezizdi. Dubai’ye de şık bir mekanda Burj El Arab oteline nazar yemek yemek isterseniz burayı tavsiye edebilirim. 
 

Ben Dubai’yi resmen gitmeden önce biliyordum. Senelerdir sosyal medyada Yonca Tokbaş’ı takip ederim ve aynı zamanda gazetedeki yazılarını okurum. Fuat’ta Yonca Tokbaş’ın kardeşi. Ablasını ne kadar çok sevdiğini anlatınca  ablasıyla beni telefonda konuşturdu.. Böylece seneler önce hayalini kurduğum bir şehirde, olmayı istediğim yerde, sevdiğim yazarla konuşmak eşsiz bir deneyim oldu benim için.


Bu gece için tekrar Fuat'a ve eşi İdil'e teşekkür ederiz.


4.GÜN:

Dubai’deki son günümüzü Burj Khalifa ve Dubai Mall’a ayırdık.



Burj Khalifa:

Dubai’ye gitmeden önce Burj Khalifa biletlerini https://tickets.atthetop.ae/atthetop/?_ga=2.168091746.2108079598.1522009742-298941869.1522009742 almıştık. Fiyatlar 4-12 yaş arası çocuklar için sabah 08:30-15:30 ve 18:30’dan kapanış saatine kadar 100 dirhem, yetişkinler için 135 dirhem. Prime saatler olarak adlandırılan saatlerde yani (16:00-18:00 arasında ) çocuklar için 170 Dirhem ve yetişkinler için 210 Dirhem. Şayet hiç beklemeden direkt tepeye çıkmak istiyorsanız bu durumda 315 Dirhem’i gözden çıkartmanız gerekiyor.  Bu fiyatlar 124. Ve 125. Kata kadar çıkmayı kapsıyor.

Şayet yok beni 124 ve 125. Katlar kesmez diyorsanız 148. Kata çıkmak istiyorum derseniz (orada Sky Bar varmış) bu durumda akşam 19:00’dan kapanış saatine kadar 370 Dirhem, 09:30-18:00 arası 525 dirhemi gözden çıkartmanız gerek.

Uber’den gitmek istediğim yere Burj Khalifa olarak yazmıştım ama yanlış yapmışım. Burj Khalifa kısmına taksiyle gidilmiyor.  Burj Khalifa’nın önüne geldiğimizde görevli sadece rezidanslarda oturanların kapısından giriş yapabildiğini belirtti. Giriş kısmı Dubai Mall’un içerisinde otopark katında. Şöför bizi tekrar Dubai Mall’un kapalı garajına getirdi ve burada inerek okları takip ettik. Burj Khalifa’nın bilet gişesinde sıraya girdim ve internet çıktılarını görevliye verdim. Görevlide bana bunun karşılığında gerçek biletleri verdi. Şansımıza çok sıra yoktu. Okları takip ederek bizi 124.Kata çıkaracak asansörün önüne geldik.  Asansöre bindikten sonra göz açıp kapayıncaya kadar 124. Kattaydık. Seyir terasında baya vakit geçirdik ama bizim çocukların teras hiç ilgisini çekmedi sürekli kavgalar-ağlamalar :D Dünyanın en yüksek tepesine de çıkmak apayrı bir deneyim. Ama Burj Khalifa bende niyeyse Empire States etkisi yaratmadı, Empire States’in daha çok etki yaratmasında çevredeki binaların da etkisi büyük.  124.kattan merdivenle 125.Kata da çıkmak mümkün. Orada şeffaf küre tarzında salıncak yapmışlardı çocuklar baya vakit geçirdi. Burada yer alan gift shoptan Sinem’in siparişi olan kar küresini  aldım.








 

Dubai Mall:



Burj Khalifa’da baya vakit geçirdikten sonra sırada Dünya’nın en büyük avmsi olarak gösterilen AVM’yi gezmek vardı. Dubai Mall zaten Burj Khalifa’nın hemen yan tarafında yer alıyor ve girişi de buradan sağlanıyor. Dubai Mall, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentinde yer alan bir alışveriş merkezidir. Dubai Mall dünyanın en yüksek binası olan Burç Halife'nin de bulunduğu Dowtown Dubai'nin bir parçasıdır.


Dubai Mall’da kaybolmadan gezmek ve istediğiniz mağaza-restaurantı bulmak için information desklerden harita almakta fayda var. Buraya koskoca bir gün bile ayırsanız gezerek bitirmeniz imkânsız. O yüzden hangi mağazalara gideceğinize önceden karar vermekte fayda var. 


Dubai Mall’da gitmek istediğim bir yer de New York’tan sevdiğim Magnolia Bakery’di. https://www.magnoliabakery.com/

Yalnız bu dükkanı bulmak için neredeyse 45 dakika vakit geçirdik, meğerse önünden 2 kere geçmişiz. Çünkü ben dışarıdan görünecek şekilde Magnolia’s Bakery tabelası arıyordum. Ama bir mobilya mağazasının içerisinde bulunduğu için dışarıdan bakınca anlaşılmıyordu. Sonunda burayı bulunca çok mutlu oldum cupcake ve bir Magnolia klasiği olan muzlu pudingten aldım ve tek kelimeyle enfesti. Dubai tatilinde sevdiğim lezzetlere kavuşmanın mutluluğunu yaşadım resmen ..


Dubai Mall'a gittiğinizde waterfall tabelalarını takip edin ve fotoğraf çekilmeyi ihmal etmeyin. Dubai Fountain ise Dubai'nin meşhur diğer aktivitesi.  











Sevdiğim lezzetleri denedikten sonra arkadaşım Mutlu'nun  siparişi üzerine Apple Store’da Iphone X‘lere baktım. Bence Dubai Mall’a gidenler alışveriş yapma niyetinde bile olmasalar mutlaka Apple Store’a gitsinler ve terasına çıksınlar. Terasta sizi ihtişamlı Dubai Fountain ve Burj Khalifa manzarası karşılıyor.
Dubai Mall’da çocukları eğlendirebilecek diğer bir aktivite burada Akvaryum’un bulunması. Akvaryumun karşı tarafında da Cheesecake Factory var ve yine akvaryuma yakın tarafta Rainforest Cafe bulunuyor.. Çocuklar eminim Rainforest Cafe’ye bayılacaklar. 
Cheesecake Factory’nin arka tarafındaki avluda da gerçek bir dinazorun kalıntıları var ve eminim bu da çocuklarınızın ilgisini çekecektir. Onun dışında alışveriş merkezinde waterfall tabelasını takip edip şelaleye gitmenizi tavsiye ederim.

Dubai Fountain:
Dubai Mall’dan Dubai Fountain levhalarını takip ettiğinizde ve dışarıya çıktığınızda Dubai Fountain sizi karşılıyor olucak. Burasının özelliği akşam 18.00’den sonra her yarım saatte bir müzik –ateş ve ışık showun yapılıyor olması. Burası da tahmin edeceğiniz üzere Dünya’nın en büyük su gösterisinin yapıldığı çeşme olarak adlandırılıyor. Size tavsiyem showdan yaklaşık 15 dakika önce ön sıralarda beklemeniz. Akşam saatlerinde de Burj Khalifa’da ihtişamlı ses ve ışık gösterisi oluyor. Onun dışında açık havada yan yana sıralı pek çok tahterevalli bulunuyor. Artık gündüz sıcaklığı gitmişti ve tüm çocuklar tahterevallide eğleniyorlardı. Bu tahterevallilerin özelliği hangi taraf aşağıya iniyorsa onun tarafında neon ışıkların parlamasıydı. 


 
Çocuklarla toplam 4 günlük Dubai gezimiz de yapabildiklerimiz bu kadardı. Daha fazla gün kalsaydık veya kendi görmek istediğim yerlerden feragat etseydim çocuklarla gidebileceğim mekânları da faydalanmanız amacıyla ufacık bahsedeyim.

Dubai Parks Resorts:
İçerisinde 3 adet tema park ve bir adet su parkı bulunduruyor. Burası Dubai Merkez’in dışarısında kalıyor. Palm Jebel Ali tarafını da geçtikten sonra.
Motiongate/Lego Land/Bollywood Parks Dubai: Sizin ve çocuklarınızın zevkine göre bu parklardan birisine gidebilirsiniz. Buraya en iyi ulaşım taksiyle gitmek olur. Yine buraya yakın olarak The Outlet Village bulunuyor. Gitmeden önce webten yaptığım araştırmada şehirden Outlet Village’a shuttle servislerinin bulunduğu yönündeydi. O zaman benden size bir ipucu gelsin isterseniz shuttlela Outlet Village’a gelin oradan da taksiyle eğlence parklarına geçersiniz.  
https://www.dubaiparksandresorts.com/en buradan istediğiniz parkları ve fiyatlarını görebilir ve online bilet satın alabilirsiniz.

Global Village:
Buraya uluslar arası bir köy inşa etmişler. O ülkelere ait pavilionlar mevcut ve o ülkelerin meşhur ikonlarını yapmışlar. Mesela Mısır ülkesinde piramitler var ve Mısır’a ait yöresel yemekleri tadabilirsiniz. Giriş fiyatı oldukça uygun :15 Dirhem. Onun dışında showlar, gösteriler ve konserler oluyor. Gitmeden önce programı takip edip ona göre günü belirleyip giderseniz daha iyi olacağını düşünüyorum. http://www.globalvillage.ae/en/

Dubai Garden Glow &Dinosaur Park (Dinazor Parkı)
Burası da eminim çocuklarınızın ilgisini çekecektir. Size adeta görsel bir ışık showu sunuyorlar. Şayet çocuklarınızın dinazorlara karşı ayrı bir ilgisi varsa buraya kesinlikle götürün derim. Dinazorlar adeta canlanıyor ve onlarla aynı çağda yaşamış gibi hissediyorsunuz.
Dubai Safari:
Burası da 2017 senesinin sonlarına doğru açılan bir park. Dubai Hayvanat Bahçesi ‘de bu vesileyle kapandı ve oradaki hayvanlar da buraya nakledildi.

Burası sabah 9 ve akşam 5 arasında açık olan bir park. Dubai Safari Park yetişkinlerde 50 Dirhem, çocuklarda 20 Dirhem. Combo bilet alırsanız yetişkinlerde 85 Dirhem, çocuklarda ise 30 Dirhem. Combo bilet alırsanız trenle ufak bir safari yaşayabilirsiniz çocuklarınız kaplan, aslan ve diğer hayvanları doğal ortamlarına benzer ortamlrda görme şansına erişebilirler.


Kapanışı da her zamanki cümlemle yapayım. Hayat gezince güzel :)