5 Haziran 2015 Cuma

GÜNEYDOĞU KAÇAMAĞI - URFA & ANTEP GEZİSİ

ŞANLIURFA:

30 Mayıs'ta yakın arkadaşım Birgül'ün kız kardeşi Nazlı'nın Şanlıurfa'da düğünü vardı. Bizde bu fırsatı bilerek hem düğün hem de ufak bir gezi yapalım dedik. Şanlıurfa ve Gaziantep'i daha önce hiç görmemiştim düğün de buralı görmemize vesile oldu. Cumartesi sabah Ankara - Şanlıurfa uçağına bindik. Dönüşü de Gaziantep'ten yapalım dedik. Pazar gecesi Gaziantep uçağına bilet aldık.

Gidiş uçağında yaklaşık 70 kişi düğüne giden kişilerdi yaklaşık 1 saatlik keyifli ve bol selfieli :) bir uçuşun ardından Şanlıurfa'ya geldik.

Uçakta en ucuza uçan bendim. Mailime gelen bir fırsat kampanyasıyla Anadolujet'le 50 TL'ye uçtum :D 





Şanlıurfa Havalimanı hiçliğin ortasında.  Damat Eyyüp düğüne gelen konuklarını havalimanında karşıladı ve konukları için tutulan 2 otobüsle şehir merkezine vardık. Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk sonrasında şehir merkezine geliyorsunuz. 

Nevali Hotel: 
Şanlıurfa tahminime göre daha güzel bir şehirdi yollar da oldukça düzgündü. Biz düğünün olduğu Nevali Hotel'de kaldık. Otel gerçekten de çok güzeldi oldukça memnun kaldık. Otel baya büyük, havadar ve odaları son zamanlarda kaldığımın en iyisiydi. Şanlıurfa'ya gideceklere bu oteli kesinlikle tavsiye ederim.Şehir tam şehirin odak noktası kavşakta yer alıyor. Yanında da Urfa City AVM bulunuyor.

Otelimize yerleştikten sonra ben, Hakan, Özge Can, Özge, Özün ve Mustafa otelden ayrıldık ve Şanlıurfa'yı keşfetmeye başladık. Yalnız yürürken bir ara baya sıcak vardı. Bir de Balıklıgöl'e gitmek için daha kısa yol varken biz biraz uzatmışız ama yürüye yürüye maksat gezmek olsun yaklaşık 45 dakika da Balıklıgöl'e vardık. Balıklıgöl'e doğru giderken Piazza AVM, Şanlıurfa Müzesinin önünden geçtik. Yine burada Hotel El Ruha'yı göreceksiniz. 


Hotel El Ruha: 
Hotel El Ruha tam Şanlıurfa'nın havasına özgü otantik bir otel karşı tarafında Eski Urfa manzarasını bulabilirsiniz. 


Yani modern bir yerde kalmak istiyorsanız tercihiniz Nevali Hotel, otantik bir yer olsun istiyorsanız bence tercihinizi Hotel El Ruha'dan kullanın.  Oteli merak ettiğimden dolayı girişteki görevliye oteli gezip-gezemeyeceğimizi sordum ve kendisi oldukça ilgili çıktı. Bize otelde çoğu yeri gezdirdi hata daha da gezdirmek istiyordu bu kadar yeter çok teşekkürler dedim. 

Otelde en fazla dikkatimi çeken kısım mağara kısmı oldu. Otelin içinde 2 tane mağara bulunuyor ve burada sıra geceleri düzenleniyor. Şanlıurfa'nın sıra geceleri meşhurdur ama bizim gece düğünümüz olduğu için sıra gecesine gidemedik. Sıra gecesi için burası da bir alternatif olabilir. Ama bence yaz gecelerinde açık havada sıra gecesi daha güzel olur.







Biz Hotel El Ruha'nın karşısında Küçük İbo Can'a denk geldik :) Urfa'da özellikle Balıkgöl etrafında pek çok türkü söyleyen çocuklara denk geleceksiniz. 2 gün boyunca türkülere doyduk :)

Balıklıgöl:
Balıklıgöl'ün orda da Balıklıgöl efsanesi anlatmak isteyen pek çok ufak çocuk rehbere rastlayacaksınız. 

Balıklıgöl'ün efsanesi nedir dersek kısaca ; Nemrut, kalenin kuzeyinde kalan dağın tepesindeki iki büyük sütunu mancınık olarak kullanıp, Hz.İbrahim'i buradan ateşe atmaya karar vermiş. Tam bu esnada Allah : "Ey ateş, serinlik ve esenlik ol" diye buyurmuş. Hz. İbrahim ateşin üzerine düşer düşmez ateşin yerinde berrak küçük bir göl oluşuvermiş. Allah'ın emri ile hazırlanan o devasa ateş bir göle; ateş için toplanan odunlar da balıklara dönüşmüşler. Odunlar biraz yanmış oldukları için balıkların sırtında kara lekeler oluşmuş. Varlığına inandığı ve sürekli onu aradığı için Allah, Hz.İbrahim'e "Halilim" yani dostum demiş. Bu göle de bu yüzden "Halilurrahman Gölü" denmiş.

Zeliha'nın döktüğü gözyaşlarından oluşan göle ise "Zeliha'nın gözyaşları" anlamına gelen "Ayn-ı Zeliha Gölü" ismi verilmiş. 
Buralar biz gittiğimizde oldukça kalabalıktı. Ama burada Ayn-ı Zeliha Gölü'nün yanındaki çay bahçelerine bayıldım. Kesinlikle çay bahçesi yanında yer alan masalardan birine oturup semaverde çay isteyin. Biz yanına bir de simitçilerin sattığı simitlerden aldık. Değmeyin keyfimize. Simitte Ankara simidinden oldukça farklıydı baya sevdim. Aynı-ı Zeliha Gölü'nün yanındaki masalar tam keyif yeri. Gölde çocuklar kayıklara da biniyordu.  



Bu gölüm hemen arka tarafında kale yer alıyor. Çoğu gittiğim yerde kalelere tırmandığımdan ve hava da sıcak olduğundan dolayı biz kaleye tırmanmadık. Yine burada cami bulunuyor. Caminin içinde Hz. İbrahim'in doğduğu  mağara var kesinlikle görülmeli. 


Alışveriş-Çarşılar:
Sonra kendimizi çarşılara attık. Çarşılar labirent gibi birinden çıkıp, diğerine gidiyorsunuz. Zaten çarşılarda Balıklıgöl'ün o tarafta. Kapalı Çarşı ve diğer çarşılarda ne ararsanız var. Bakır, kıyafetler, kumaşlar, baharatlar...

Kına kıyafetleri, sünnet kıyafetleri falan da Ankara'yla kıyaslandığında oldukça ucuzdu.



Cevahir Han:
Çarşı gezmemizi de bitirdikten sonra yemek için daha önce methini duymuş olduğumuz Cevahir Han'a gittik. Cevahir Han Piazza AVM'nin karşı tarafından yer alan mezarlığın arka tarafına düşüyor.

Mekan, ambiyans ve yemekler mükemmeldi.  Patlıcan kebabın tadı hala damağımda. Kendimizi şefin ellerine bıraktık, yediğimiz her şey mi mükemmel olur du. Ve fiyatlar yemeklerin tadı, kalitesi ve ambiyans düşünüldüğünde oldukça makuldu. Özge'nin de doğumgünüydü ve şeften doğumgünü için bir tatlı-pasta getirmesini rica ettim.

Yemekler sonrası ise garson doğumgünü şerefine şıllık tatlısından getirdi. Bu da oldukça leziz bir tatlıydı. Şerbetli krep gibi düşünün ve üstü bol fıstıklı hmm nefisti :)

Cevahir Han isminden de anlaşılacağı üzere bir handa. Biz hanın ortasında yemeğimizi yedik. Özel odalarda sıra geceleri düzenleniyor, yine üst katta açık havada da sıra geceleri düzenleniyor. Bu mekanı tavsiye ederim.


Dedecan Ocakbaşı:
Ocakbaşı istiyorsanız tercihinizi kesinlikle Dedecan Ocakbaşı'ndan kullanın. 


 Üstüneller Baklava:
Baklava içinse adresiniz Üstüneller Baklava olmalı. 


Bu kadar gezmeden ve yemeden  sonra oldukça yorulmuştuk ve kendimizi otele attık. Biraz dinlendikten sonra Nazlı ve Eyyüp'ün düğünü için hazırdık. Düğün çok güzeldi Nazlı& Eyyüp Gergerli çiftine bir ömürboyu mutluluklar diliyorum. Alişan'da güzel türküleriyle düğünü oldukça renklendirdi. Alişan'ın sahne performansını da çok beğendiğimizi belirtmeliyim. 



  



Böylece bir Urfa düğünü de görmüş olduk. Çok güzel bir düğündü. 

Tavsiye: Urfa'ya gelmişken mutlaka sıra gecesine katılın, patlıcan kebap, ciğer kebap yenilsin, Cevahir Han'a uğranılsın, Dedecan Ocakbaşında midenize bayram ettirin, Çulcuoğlu Restaurant'ta notlarınızda olsun. Salaş mekan arıyorsanız Ciğerci Aziz Usta'ya gidin, ballı dondurma için  Bedih Usta'ya ve baklava için Üstüneller Baklavacısına uğrayın.
GAZİANTEP:

Pazar sabahı kahvaltı için otelin roofuna çıktık. Buradan tüm Urfa manzarası ayaklarınızın altında. Otelin kahvaltı açıkbüfe menüsü de eşsizdi. 

Düğüne gelenler sabah uçağıyla tekrar Urfa Havalimanı'na doğru yol alırken, bizse 2. durağımıza gitmek için hazırlandık. Sabah saat 9'da şöförümüz Mehmet Bey Vito'yla bizi otelden aldı. Mehmet Bey bizi gece 8'de Antep Havalimanı'na bırakacaktı. Yani 1 tam gün boyunca bizimleydi. Yolculuğu önce Halfeti oradan da Gaziantep olarak planladık. Halfeti'yi o kadar duyduğumuz için burayı esgeçmek olmazdı. Uçaktan da Birecik'in çok güzel fotoğraflarınızı yakalamıştım. 

Şöförlü Vito hizmeti için 350 TL + 90 TL (Urfa'ya dönmesi için benzin parası) toplamda 440 TL'ye anlaştık. Burası Europcar'ın Şanlıurfa şubesi aynı zamanda. Bu websayfasından irtibata geçebilirsiniz: http://yiltasturizm.com.tr/

Yaklaşık 1,5 saatlik yolculuk sonrasında Halfeti'ye geldik. Yolu bu tarafa düşenler bence mutlaka uğramalı.

Halfeti:
Halfeti topraklarının çoğu 2000 senesinde Birecik Barajında su tutulmasıyla sular altında kalıyor. Şimdi orası Eski Halfeti olarak adlandırılıyor, daha sonra yeni bir Halfeti oluşturulmuş ve insanlar oraya yerleştirilmiş. Burası da Yeni Halfeti.

Şöförümüz bizi su üstünde yüzen lokantalardan birisine bıraktı. Burada oturup çay içtik mekan sahibi bize çayları ikram etti. O arada 2 farklı tekne opsiyonları olduğundan bahsetti. Eğer bize özel tekne kiralarsak 200 TL olduğunu, şayet başkalarıyla tekneye binersek adam başı 10 TL tutacağını belirtti. Özel teknenin hemen kalkacağını diğer teknenin ise yarım saat-1 saat sonra kalkacağını belirtti. Bende acelemiz olmadığını, tekneyi bekleyebileceğimi belirttim. Zaten tekne 10 dakika sonra geldi ve Birecik sularında tekne gezisi yaptık. Tekne gezisi de oldukça keyifliydi, teknede de sürekli türküler çalıyordu. Rumkale'yi de geçtikten sonra hep resimlerde gördüğümüz caminin sular altında kaldığı, minarenin gözüktüğü kısma geldi. Burada da bir aile tarafındna işletilen çay bahçesi var camiye sudan baya yanaştıktan sonra tekneyle geri döndük. Tekne gezimiz  yaklaşık olarak 1 saat sürdü.





Zeugma Müzesi:
Halfeti'den sonra yaklaşık 1.5 saatlik yolculuk sonrasında Gaziantep'e geldik. İlk durağımız hep duyduğum ve merak ettiğim "Zeugma Müzesi"ydi. Müzeyi gerçekten de çok beğendim. Aynı Avrupa'dakilere benzer çağdaş bir müze olmuş burası. Müzeye giriş ücretleri 10 TL.

Hep Çingene Kız'ı duymuştum böylece onu da yakından görmüş oldum. Çingene Kız (Gypsy Girl) Zeugma Müzesi'nin en önemli eseridir. (M.S. 2- 3. YY) Gaziantep Müze Müdürlüğü tarafından yapılan kazılarda Menad Evi olarak adlandırılan mekanda ortaya çıkmıştır. Şeffaf başlığı altındaki dağınık saçları, çıkık elmacık kemiği ve dolgun yüzlü, kulaklarındaki küpelerle ortaya çıkarıldığında kazı ortamı şakası olarak Çingene Kızı'na benzetilmiş ve o isimle anılmaya başlanmıştır. Üç çeyrek bakış tekniğiyle yapılmış olup, kendisine bakanı tıpkı Mona Lisa gibi her yönden takip etmektedir. 

Bu müze anlatılmakla olmaz kesinlikle gezilmeli gerçekten de muhteşem. 



Alışveriş- Çarşı: 
Müze gezimizden sonra Mehmet Bey bizi kaleye bıraktı. Zaten turistik gezilecek yerler hep o tarafta. Kalede tur attıktan sonra sırayla çarşıları gezdik. Bakırcılar Çarşısı, Almacılar Çarşısı vs... Burada da fıstık, baharat, bakır alışverişinizi yapabilirsiniz. Bir çarşıdan çıkınca diğeri başlıyor. Sıra sıra çarşıları gezmek oldukça keyifli. 
Antep'e gelip buraya uğrayıp yemek yemeyenleri dövüyorlarmış :D Gaziantep = İmam Çağdaş. Resmen burası Antep'le özdeşmiş. Yemekleri anlatmaya gerek bile yok. Biz Ali Nazik ve simit kebabı yedik muhteşemdi, lahmacun da süperdi. Ortaya zaten salata söyledik. Yemeklerin tadı hala damağımızdayken üstüne havuç dilimiyle son vuruşu yaptık. Tabi ki hemen paket yaptırıp, Ankaraya'da yanımızda getirdik. 

Yemekler enfesti ama mekan meşhur olduğundan dolayı çok kalabalıktı hemen yiyip kalkacaksın. 

Kebapların fiyatı 20-25 TL arasında değişiyor bence oldukça uygun. 

1635 senesinden beri kahvenin mekanıymış burası. 2 katlı bir yer. Antep'e gelmişken buraya da uğramayı sakın ihmal etmeyin. Menengiç kahvenizin yanına kuruyemiş tabağını söyleyin, çalgı çengi eşliğinde dinlenin. Yine giriş katta hediyelik paketlerden de almanız mümkün.


Her ne kadar katmer için doğru adres Katmerci Zekeriya Usta ise de katmer genelde kahvaltıda yendiği için orada öğleden sonraya servis kalmıyormuş. Bizde bu yüzden katmer için Orkide Pastanesi'ni seçtik. Katmerin tanesi 25 TL bence bir tatlı için kesinlikle pahalı. Kebapla aynı fiyat. İçerisinde bolca kaymak ve fıstık olduğunu belirtmeliyim. Tadı süperdi biz 6 kişi olduğumuz için 3 tane söyledik ama nerdeyse 1,5 tane yedik. Zaten tok olduğumuzdan dolayı 3 tane söylemek hataymış. Ama tadı enfesti.


Daha sonra havalimanına doğru yol aldık havalimanı da şehir merkezinden yaklaşık 40 dakika uzaklıkta. 

Havalimanında insanların ellerindeki poşetlerine bakıyorduk. Herkesin elinde bir baklava paketi. İyi bir sektör var bu konuda:) 

Bol  yemeli & içmeli ve gezmeli bir gezinin daha sonuna geldik. Her zaman söylediğim gibi hayat gezince güzel :)

1 yorum: